-
1 kötülük
озвонч. -ğü1) плохо́е состоя́ние (чего-л.); плоха́я сторона́ (чего-л.)havaların kötülük yüzünden — из-за плохо́й пого́ды
kumaşın kötülüğü — плохо́е ка́чество тка́ни
2) недоброжела́тельность; вред, злоkötülük etmek — причиня́ть / соверша́ть зло
o, kimseye kötülük etmedi — он никому́ не сде́лал зла
-
2 بدی کردن
kötülük etmek, kötülük yapmak
См. также в других словарях:
kötülük etmek (veya yapmak) — kötü davranmak, zarar vermek Kötülük edeni öldürür veya ayetlerin emrettiği cezalardan birini verir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
fenalık etmek — kötülük etmek, kötülükte bulunmak Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalleşlik etmek — 1) sözünde durmayarak döneklik etmek 2) birine gizlice kötülük etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hainlik etmek — birine haince davranmak, kötülük etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihanet etmek — 1) hainlik, kötülük etmek 2) karı, koca birbirini aldatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahpelik etmek — kaba sözünden dönerek birine kötülük etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarkına etmek (veya okumak) — argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kastetmek — i, der, Ar. ḳaṣd + T. etmek 1) Amaçlamak, amaç olarak almak ... ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum. S. F. Abasıyanık 2) Demek istemek 3) e Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istemek İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıymak — i, ar 1) Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak Eti kıymak. 2) e, mec. Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti. H. R. Gürpınar 3) e, mec. Acımayıp öldürmek Zavallıya nasıl… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kastı olmak — (birine) ona karşı kötülük etmek, zarar verme isteği beslemek Bana kastı mı var? … Çağatay Osmanlı Sözlük
çengel takmak — uğraşmak veya kötülük etmek için el atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük